KAMU İDARELERİNCE ARSA, TARLA GİBİ TAŞINMAZLARA ELETRİK, SU KANALI YAPMA GİBİ FİİLİ MÜDAHALE SONUCU TAZMİNAT
Kamu idarelerince özellikle kişilerin mülkiyetinde olan arsa, tarla gibi taşınmazlara kamu hizmetinin gereği olarak elektrik iletim hattı veya su kanalları yapılmaktadır. Bu müdahale sonucu mülkiyet hakkı ilgili idarece işgal edilmiş olunduğundan kamulaştırma da yapılmamışsa kamulaştırmasız el at atılması sonucu tazminat hakkı doğmaktadır.
Kişilerin kendi mülkiyetinde olan taşınmazlardan örneğin 1965 yılında dahi bir su kanalı veya yol veya elektrik iletim hattı geçmiş ise ve ilgili mülkiyet sahibi kamu idaresinde herhangi bir tazminat almamış ise 5999 sayılı yasa ve ek düzenlemeler gereği uzlaşma talebinde bulunur.
İdarece bu uzlaşmaya olumsuz cevap vermesi durumunda tazminat davası açılır. Açılacak tazminat davasında tapu kayıtları, davalı kurumdan istenecek enerji nakil hattı ile ilgili proje ve krokiler, keşif, tanık, bilirkişi beyanları vs. yasal deliller davanın görüldüğü mahkemece temin edilir ve fiili işgal ortaya konulur.
Burada en önemli husus zamanaşımı yoktur. Örneğin 1954 yılında taşınmazdan geçen bir yol veya su kanalı veya elektrik iletim hattı karşılığı bedel idareden Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacak Kamulaştırmasız El Atma Davaları ile elde edilir.
Usul yönünden idarelerce taşınmaza fiili el atma hangi tarihte başlamıştır. Bu hususun ortaya konulması gerekmektedir. 1983 yılı öncesinde ki el atmalarda idarelere uzlaşma başvurusunda bulunmak zorunlu iken 1983 yılı sonrasında ki fiili el atmalar için doğrudan dava açılmalıdır.
Nitekim; YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİNİN 24.06.2019 tarih ve E. 2017/31430, K. 2019/12255 sayılı kararında; “
DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Davanın kabulüne ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı davalı idare vekilinin istinaf başvurusu üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesince istinaf isteminin kabulüyle HMK’nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine dair yukarıda gün ve sayıları yazılı kararının Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekilince verilen dilekçeyle istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı idare vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulüyle HMK’nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmesine ilişkin olarak … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince verilen hüküm, davacılar vekilince vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; davanın kabulüne ilişkin olarak ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun, dava konusu taşınmaza 1976 yılında fiilen el atıldığı, 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 Sayılı yasanın 21. maddesiyle değişik 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinin 1. fıkrası ile “09/10/1956 tarihi ile 04/11/1983 tarihi arasında” fiilen kamulaştırmasız el atılan taşınmazlara ilişkin açılacak davalarda dava açılmadan önce uzlaşma usulünün uygulanmasının dava şartı olarak düzenlendiği, somut olayda el atma tarihi ve dava tarihi dikkate alındığında uzlaşma şartı yerinde getirilmeden tazminat davası açıldığı gerekçesiyle 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca davanın reddine dolayısıyla yeniden esas hakkında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.”
Görüldüğü üzere 1976 yılında dahi idarece bir taşınmaza fiili müdahalede bulunulmuş ise bu fiili işgalin karşılığı tazminat ilgili mülk sahibine ödenmelidir.