4/B, 4/C Personel
[vc_row][vc_column width=”2/3″][vc_column_text]
SÖZLEŞMELİ PERSONEL
10.07.2003 tarihli ve 4924 sayılı Eleman Temininde Güçlük Çekilen Yerlerde Sözleşmeli Sağlık Personeli Çalıştırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 4. maddesinde, “Sözleşme ile çalıştırılacak personelin; Bakanlığın belirleyeceği hizmetin gerektirdiği özel koşulların yanısıra, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. maddesinde belirtilen genel şartları ve ekli (1) sayılı cetvelde belirtilen nitelikleri taşıması zorunludur…” hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun 6. maddesinin birinci fıkrasında; Sözleşmeli olarak çalıştırılacak personele, 657 sayılı Kanunun 4. maddesinin (B) bendine göre çalışanlar için uygulanmakta olan tavan ücretinin 2,5 katını aşmamak üzere, ekli (2) sayılı cetvelde pozisyon unvanları itibarıyla belirlenmiş bulunan taban ve tavan ücret oranları arasındaki oranlar üzerinden hesaplanan miktarlarda aylık ücret ödeneceği, taban ve tavan oranlar arasındaki aylık ücretin belirlenmesinde; sözleşmeli olarak çalıştırılacak personelin pozisyon unvanı, hizmet süresi, görev yerinin özelliği ve şartları ile eğitim seviyesinin esas alınacağı hüküm altına alınmış, Kanun’un eki (1) sayılı cetvelde, sözleşmeli pozisyon unvanları ve bu pozisyonlarda istihdam edileceklerde aranacak nitelikler belirlenmiş, Sağlık Memurları için üç farklı durum düzenlenmiş, Sağlık Mesleki Lisesi mezunu olanlar, 2 yıllık yüksek okulların ilgili bölümünden mezunu olanlar ve 4 yıllık yüksek okulların ilgili bölümünden mezun olanlar için “Sağlık Memuru” unvanı verilmiştir. Kanun’un 8. maddesinde ve bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanuna tabi personel hakkında diğer kanunlarda aksine bir hüküm bulunmadıkça 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kuralı getirilmiştir.
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 21.04.2007 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5620 sayılı Kanunla değişik 26 ncı maddesinde; “Temel ücret tutarları, sözleşmeli personelin unvanı, eğitim düzeyi, iş gerekleri, işyeri ve çalışma şartları dikkate alınmak suretiyle teşebbüs ve bağlı ortaklıklarca tespit edilir.” hükmüne yer verilerek eğitim düzeyi de temel ücret tutarının hesaplanmasında esas alınacak kriterler arasında belirtilmiş ise de; idari işlemlerin, tesis edildikleri tarihte yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri çerçevesinde hukuka uygunluk denetimi yapılacağı yargısal içtihatlarla kabul edilmiş olduğundan, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükmü esas alınarak yargısal denetimi yapılacaktır.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri Sözleşmeli Personel Sicil ve Başarı Değerlemesi Hakkında Yönetmeliğin değişik 12. maddesinde, formlarda yer alan bölümlerden sözleşmeli personelin “Genel durum ve davranışlarının değerlendirilmesi” bölümünün, sicil amirinin kanaatine göre (olumsuz), (olumlu) veya (çok iyi) şeklinde doldurulacağı; soruların ise 100 tam not üzerinden değerlendirileceği; sicil amirlerinin her bir soruya verdikleri notların aritmetik ortalamasının, değerlemeye alınan konuda verilen nihai sicil ve başarı notunu göstereceği; bunun nihai sicil ve başarı notlarının ortalamasının sicil ve başarı değerleme düzeyinin tespitine esas alınacak notu göstereceği; bu şekilde tespit edilecek sicil ve başarı değerleme notunun; 59 ve daha aşağı puan alanlar (D), 60-75 puan alanlar (C), 76-89 puan alanlar (B), 90 ve daha yukarı puan alanlar (A) düzeyinde olmak üzere sözleşmeli personelin dört başarı düzeyine ayrılacağı; sicil amirlerinin, sözleşmeli personelin sicil ve başarı değerleme raporlarına kanaatlerinin oluşmasına etki eden hususlara ait bilgi ve belge örneklerini eklemeleri gerektiği; bu şekilde bilgi ve belge eklenmeyen raporların geçersiz sayılacağı; sicil ve başarı değerleme notlarının ortalaması hesaplanırken kesirlerin tam sayıya tamamlanacağı hükmüne yer verilmiştir.
Her yıl için yeniden düzenlenen ve ilgili kamu görevlisinin o yıl içindeki kişisel yapısı ile hizmete ilişkin bilgi, beceri ve çalışmalarının yetkili amirlerce değerlendirilmesini içeren sicil raporlarında yer alan kimi soruların nitelikleri itibariyle, gözleme ve kanaate dayalı cevapları gerektirmesine ve idareye bu sorulara verilen cevapların gerçekliğini somut bilgi ve belgelerle kanıtlama zorunluluğu yüklememesine karşılık; sicil raporlarının özellikle ilgilinin yürüttüğü görevdeki bilgi ve başarı düzeyi, iş disiplini ve verimliliği gibi konularla ilgili sorularına verilen cevapların olumsuz olması halinde, bu değerlendirmeye yol açan nedenlerin ve bu olumsuzluğun hizmete etkisinin somut olarak ortaya konulması gerektiği açıktır. Bir kamu görevlisinin disiplin işlemlerinde ya da başka bir göreve ve/veya yere atanmasında sicil durumunun belirleyici olduğu, öte yandan, bu tür işlemlerden doğan uyuşmazlıklarda yargı yerince de dikkate alındığı düşünüldüğünde, sicil raporlarının önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Yukarıda belirtilen hukuki duruma göre sicillerde kamu görevlilerinin yıl içindeki genel durum ve niteliklerinin objektif bir şekilde değerlendirilmesinin amaçlandığı kuşkusuzdur.
209 sayılı Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanun’un 5.maddesinin 5471 sayılı Kanunla değişik 3.fıkrasında; “Personelin katkısıyla elde edilen döner sermaye gelirlerinden, döner sermayeli sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli olan memurlar ile bu kurum ve kuruluşlarda 10/7/2003 tarihli ve 4924 sayılı Kanun uyarınca sözleşmeli olarak istihdam edilen sağlık personeline ve 13/12/1983 tarihli ve 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 3. maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli personele mesai içi veya mesai dışı ayrımı yapılmaksızın ek ödeme yapılabilir. Sağlık kurum ve kuruluşlarında Bakanlıkça belirlenen hizmet sunum şartları ve kriterleri de dikkate alınmak suretiyle, bu ödemenin oranı ile esas ve usûlleri; personelin unvanı, görevi, çalışma şartları ve süresi, hizmete katkısı, performansı, serbest çalışıp çalışmaması ile muayene, ameliyat, anestezi, girişimsel işlemler ve özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma gibi unsurlar esas alınarak Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” hükmü yer almıştır.
Bu Kanuna dayanılarak çıkartılan Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Görevli Personele Döner Sermaye Gelirlerinden Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 1.maddesinde; Yönetmeliğin amacının, Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarında, Bakanlıkça belirlenen hizmet sunum şartları ve kriterleri dikkate alınmak suretiyle, personelin unvanı, görevi, çalışma şartları ve süresi, hizmete katkısı, performansı, serbest çalışıp çalışmaması ile yapılan muayene, ameliyet, anestezi, girişimsel işlemler ve özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma gibi unsurlar esas alınarak, döner sermayeden yapılacak ek ödemenin oran, usul ve esaslarını belirlemek, sağlık hizmetlerini iyileştirmek, kaliteli ve verimli hizmet sunumunu teşvik etmek olduğu kurala bağlanmış, 5.maddesinde; ek ödemenin, personelin kurum ve kuruluşa fiilen katkı sağladığı sürece verilebileceği… Hükmüne yer verilmiş olup, döner sermaye ek ödemelerinde dikkate alınacak katsayıları belirleyen Ek-3 sayılı çizelgesinde ise; teknik hizmetler sınıfı personeline 0,25 katsayı üzerinden ek ödeme yapılacağı, kurumda tekniker kadrosunda görevli personeli ise 0,35 katsayısı uygulanmak suretiyle döner sermaye ek ödemesi yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerinin incelenmesinden, Sağlık Bakanlığı’na bağlı kurum ve kuruluşlarda görev yapan personele yapılacak döner sermaye ek ödemelerinin personelin unvanı esas alınarak ödendiği, personelin görmüş olduğu eğitim nedeniyle hak kazandığı meslek unvanının döner sermaye ek ödemelerinin hesaplanmasında dikkate alınacağı yolunda bir hükme yer verilmediği gibi, herhangi bir kadroya atanmadan o kadro için öngörülen döner sermaye katsayısı oranından yararlanmanın mümkün olmadığı sonucuna varılmaktadır.
Anayasanın 55.maddesinde devletin, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alacağı belirtilmiştir.
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 25/c maddesinde, “Ekli 1 sayılı cetvelin dışında kalan sözleşmeli personele ödenecek sözleşme ücreti; temel ücret ile başarı ve kıdem ücretleri toplamından oluşur ve bu ücret asgari ücretin altında olamaz. Sözleşme ücretlerinin tavanı her yıl bütçe kanunları ile belirlenir. Kamu personeli için uygulanan aylık katsayısının mali yılın ikinci yarısı için değiştirilmesi veya mali yıl içinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun mali ve sosyal haklara ilişkin hükümlerinde değişiklik yapılması halinde sözleşmeli personel ücretlerinin tavanını değiştirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.” hükmüne yer verilmiş, yine 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (21.04.2007 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5620 sayılı Kanunla değişik) 26 ncı maddesinde;Temel ücret tutarları, sözleşmeli personelin unvanı, eğitim düzeyi, iş gerekleri, işyeri ve çalışma şartları dikkate alınmak suretiyle teşebbüs ve bağlı ortaklıklarca tespit edilir.Teşebbüs ve bağlı ortaklıklar, sözleşmeli personeline unvanları itibarıyla uygulayacakları azami temel ücret miktarlarına ilişkin tekliflerini 15 Kasım tarihine kadar Devlet Personel Başkanlığına gönderirler. Bu teklifler Devlet Personel Başkanlığınca teşebbüs ve bağlı ortaklıklar arasında ücret dengesi ve uygulama birliği sağlamaya yönelik önerilerle birlikte Yüksek Planlama Kurulunun onayına sunulur.” hükmü düzenlenmiştir.
5258 sayılı Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun’un 3. maddesinde; “Sağlık Bakanlığı; Bakanlık veya diğer kamu kurum veya kuruluşları personeli olan uzman tabip, tabip ve aile sağlığı elemanı olarak çalıştırılacak sağlık personelini, kendilerinin talebi ve kurumlarının veya Bakanlığın muvafakatı üzerine, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın, sözleşmeli olarak çalıştırmaya veya bu nitelikteki Bakanlık personelini aile hekimliği uygulamaları için görevlendirmeye yetkilidir.
Aile sağlığı elemanları, aile hekimi tarafından belirlenen ve Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen, kurumlarınca da muvafakatı verilen Bakanlık veya diğer kamu kurum ve kuruluşları personeli arasından seçilir ve bunlar sözleşmeli olarak çalıştırılır. Bu suretle eleman temin edilememesi halinde, Sağlık Bakanlığı, personelini bu hizmetler için görevlendirebilir. İhtiyaç duyulması halinde, Türkiye’de mesleğini icra etmeye yetkili ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin (A) bendinin (4), (5) ve (7) numaralı alt bentlerindeki şartları taşıyan kamu görevlisi olmayan uzman tabip, tabip ve aile sağlığı elemanları; Sağlık Bakanlığının önerisi, Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine sözleşme yapılarak aile hekimliği uygulamalarını yürütmek üzere çalıştırılabilir.
Sözleşmeli olarak çalışan aile hekimi ve aile sağlığı elemanları kurumlarında aylıksız veya ücretsiz izinli sayılırlar ve bunların kadroları ile ilişkileri devam eder. Bu personel, talepleri halinde eski görevlerine atanırlar ve sözleşmeli statüde geçen süreleri kazanılmış hak derece ve kademelerinde veya kıdemlerinde değerlendirilir. Sözleşmeli personel statüsünde çalışmakta iken aile hekimi ve aile sağlığı elemanı statüsüne geçenlerden önceki sözleşmeli personel statüsüne dönmek isteyenler, eski kurumlarındaki boş pozisyonlara öncelikle atanırlar ve bu madde kapsamındaki çalışmaları hizmet sürelerinde dikkate alınır.
Kadroya bağlı olarak veya sözleşmeli personel pozisyonlarında görev yapan personelden Sağlık Bakanlığınca aile hekimi veya aile sağlığı elemanı olarak görevlendirilenlere, 209 sayılı Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına Bağlı Sağlık Kuruluşları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanun uyarınca ek ödeme yapılmaz. Bunlara, aylıklarına ve ücretlerine ilaveten, çalıştıkları günler dikkate alınarak aşağıdaki fıkrada belirlenen miktarların yarısını aşmamak üzere tespit edilecek tutarda ödeme yapılır.
Sözleşme yapılan aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarına, 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) bendine göre belirlenen en yüksek brüt sözleşme ücretinin aile hekimi için (6) katını, aile sağlığı elemanı için (1,5) katını aşmamak üzere tespit edilecek tutar, çalışılan ay sonuçlarının ilgili sağlık idaresine bildiriminden itibaren onbeş gün içerisinde ödenir.
Sözleşmeli olarak çalışmaya başlayanların, daha önce bağlı oldukları sosyal güvenlik kuruluşlarıyla ilişkileri aynı şekilde devam ettirilir. Ancak, her türlü prim, kesenek ve kurum karşılıkları bu fıkrada belirtilen ücretlerden kesilerek ilgili sosyal güvenlik kuruluşuna aktarılır. Bunlar önceki durumları çerçevesinde tedavi yardımlarından yararlanmaya devam ederler.” hükmü yer almaktadır.
657 sayılı devlet memurları kanununun 86. maddesinin üçüncü fıkrasıyla köylerde açıktan vekil ebe ve hemşire istihdamına olanak tanınmıştır. Öte yandan 657 sayılı yasanın 175. maddesinin birinci fıkrasında “Bir göreve vekaleten atanan memurlara vekalet edilen görevin kadro derecesinin birinci kademesinin üçte biri açıktan atananlara ise (köy ve kasaba imamlığı kadrolarına atananlara 146 ıncı maddede yazılı asgari ücret aylık tutarından aşağı olmamak üzere) üçte ikisi verilir.” aynı maddenin dördüncü fıkrasında açıktan vekil olarak atananlara bu kanunla memurlara tanınan sosyal haklardan da yararlanacakları ve bunlara ödenecek vekalet aylığının hesabına memuriyet taban aylığı da dahil edileceği belirtilmiştir.
209 sayılı Sağlık Ve Sosyül Yardım Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurumları İle Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanununun 5.maddesinde:”Personelin katkısıyla elde edilen döner sermaye gelirlerinden, döner sermayeli sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli olan memurlar ile bu kurum ve kuruluşlarda 10/7/2003 tarihli ve 4924 sayılı Kanun uyarınca sözleşmeli olarak istihdam edilen sağlık personeline ve 13/12/1983 tarihli ve 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 3 üncü maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli personele mesai içi veya mesai dışı ayrımı yapılmaksızın ek ödeme yapılabilir. Sağlık kurum ve kuruluşlarında Bakanlıkça belirlenen hizmet sunum şartları ve kriterleri de dikkate alınmak suretiyle, bu ödemenin oranı ile esas ve usûlleri; personelin unvanı, görevi, çalışma şartları ve süresi, hizmete katkısı, performansı, serbest çalışıp çalışmaması ile muayene, ameliyat, anestezi, girişimsel işlemler ve özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma gibi unsurlar esas alınarak Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Sonraki bölümlerde uyuşmazlıklardan bahsedilecektir.
[/vc_column_text][/vc_column][vc_column width=”1/3″][/vc_column][/vc_row]